BURUN VE SİNÜS HASTALIKLARI:
Burun ve çevresinde yer alan hava dolu boşluklar olan paranazal sinüs hastalıkları toplumda sık görülür. Bu hastalıkların belirtileri, burun tıkanıklığı, burundan nefes alamama, burun ve geniz akıntısı, baş ağrısı, horlama, yorgunluk gibi belirtilerdir. Bu belirtilerden birkaçı bir arada da olabilirler. Burun ve sinüs hastalıkları birbirlerine eşlik edebilirler. Bu hastalıklardan bazıları şunlardır:
Septum deviasyonu:
Burnu orta hatta ikiye bölen, kemik ve kıkırdaktan oluşan septum, bazı insanlarda doğuştan, bazılarında gelişimsel, bazılarında ise travma sonrası bir tarafa eğilebilir, tek taraflı ya da iki taraflı burun tıkanıklığına yol açabilir. Tedavisi septoplasti adı verilen bir cerrahi türüdür, septumun eğri kısımlarının çıkarılması ve düzeltilmesinden ibarettir.( Resim 1)
Konka hipertrofisi:
Konka adı verilen organ burnun iki yanında yer alan kemik ve mukozadan oluşan 6 adet dokudur, görevi burundan akciğerlere gönderilen havanın ısıtılması ve nemlendirilmesidir. Alt, orta ve üst konka olarak üçe ayrılır. Alt konkaların kemik yapısının büyük olması ya da mukozasının hipertrofiye uğraması durumunda tek taraflı ya da iki taraflı burun tıkanıklığı yaratabilir. İlaç tedavisine yanıt vermesi beklenir, vermeyen hastalarda konkaların radyofrekans ile küçültülmesi, kısmi rezeksiyonu veya türbinoplasti denen operasyon ile konka hacminin azaltılması esasına dayanan cerrahiler yapılabilir(resim 2).
Rinitler:
Rinit denen hastalık burun mukozasının enflamasyonu olup akut rinitler( nezle, soğuk algınlığı gibi) veya kronik rinitler olarak ikiye ayrılır. Akut rinitler genellikle birkaç gün sürer ve tam iyileşme ile sonlanır. Kronik rinitlerin pek çok sebebi olup tedavileri değişkendir.
-Alerjik rinitler: alerjik bünyeye sahip kişilerde alerjen bir maddeye karşı burun mukozasında müzmin bir yanıt olması halidir. Genellikle sinüsler de olaya katılır, sık hapşurma, yorgunluk geniz akıntısı gibi belirtiler görülür. Tedavisi burun içine kullanılan steroidler, antihistaminikler, veya ağız yoluyla benzer tedavilerin kullanılmasıdır. İmmünoterapi de bir tedavi seçeneği olup alerjen maddenin saptanması ve desensitizasyonu ile yapılır. Alerjenden kaçınmak da bir seçenektir.
-Vazomotor rinit: Vazomotor rinit genellikle alerjik rinit gibi bir durum olup alerjik ve diğer rinit nedenlerinin ekartasyonu ile konur. Genellikle otonom sinir sisteminin dengesizliğinden kaynaklanmaktadır. Tedavisi medikaldir.
– Kronik enfeksiyöz rinitler :Tüberküloz, sifiliz gibi kronik enfeksiyonların burun mukozasını tutması sonucu oluşur, nedene yönelik tedavi yapılır.
-Fungal enfeksiyonlar: İkiye ayrılır, invaziv ve non invaziv fungal rinitler… invaziv fungal rinosinüzit genellikle bağışıklık sisteminin zayıf olduğu ek hastalıkların bulunduğu durumlarda görülür( ağır diabet,lenfoma, AIDS gibi….). Non invaziv fungal rinitler genellikle burunda veya sinüs içinde ilerleyici olmayan mantar yerleşmesidir. Tedavisi cerrahidir.
-Atrofik rinit: Daha çok hijyen bozukluğuna bağlı gelişen idiyopatik bir rinittir. Etiyolojide bakteriyel enfeksiyonlar (Klebsiella Ozena), A veya D hipovitaminozu, demir eksikliği, östrojen eksikliği suçlanmaktadır. Sekonder atrofik rinit ise geçmişte nazal cerrahi geçiren (özellikle aşırı alt konka rezeksiyonu), travma geçirmiş veya radyoterapi almış hastalarda görülen rinittir .
Travmatik nedenler: Travmatik nedenler genellikle buruna yabancı cisim sokulması, darbe ya da cerrahi sonrası enfeksiyon ve kanama nedeni ile ortaya çıkarlar. Özellikle çocuklarda tek taraflı kötü kokulu burun akıntısı yabancı cisim varlığını düşündürtmelidir. Darbe sonrası septum içine kanama sonrası septal hematom, olayı takiben septal abse gelişebilir. İki durumun da tedavisi cerrahidir.
Koanal atrezi: Burun arkada genize iki adet delik ile açılır. Koana adı verilen bu açıklık, doğuştan olarak tek taraflı veya iki taraflı olarak kapalı olabilir. Genellikle basit membran ile kapalı olan koana bazen de kemik yapı ile kapalıdır. Tedavisi cerrahidir.
Nazal polipozis: Sinonazal polipozis, sinüsler ve burun mukozasının enflamatuar yanıt ile polip şeklinde çoğalmasıdır, ve sebebi tam olarak tanımlanamamıştır. Alerji ile ilişkisi olup, astımlı ve alerjik rinitli hastalarda daha sık görülmektedir. Mukoza polipleşerek büyür. Sinüs ağızlarını ve burnu tıkayarak solunum problemlerine neden olur. Sinüzit ve ona ait problemler bu hastalığı olan hastalarda daha sık görülür. Lokal ve sistemik medikal tedavi ile kontrol altına alınmaya çalışılır, bazı durumlarda yaşam konforunu sağlamak için cerrahi tedavi gerekli olmaktadır. Kronik bir hastalık olduğundan cerrahi sonrası polipler tekrarlayabilmekte ve bazı vakalarda dirençli olabilmektedir(resim 3).
Benign ve malign tümörler: Burun ve sinüslerden kaynaklanan bazı tümörler burun tıkanıklığına neden olabilmektedir. Daha önce olmayan sonradan gelişen tek taraflı burun tıkanıklığı, tek taraflı kanama, tek taraflı kulak tıkanıklığı uyarıcı olmalıdır. Bu hastalıklar inverted papillom, juvenil nazofarengeal anjiofibrom veya antrokoanal polip gibi benign hadiseler olabilir, bu vakalarda tedavi cerrahidir. Malign tümörler genellikle burun ve sinüs mukozalarından kaynaklanan karsinomlar, nazofarenks karsinomu, kondrosarkom, osteosarkom gibi maligniteler olabilir. Bu durumların tedavisi daha karmaşık olup, cerrahi radyoterapi ve veya kemoterapi seçenekleri mevcuttur.
Sinüzitler: Sinüzitler de akut veya kronik olarak ikiye ayrılır. Akut sinüzitler genelde 3 haftadan kısa sürer ve geniz akıntısı, baş ağrısı, ateş gibi belirtileri mevcuttur. İlaç tedavisi esastır. Bakteriyel sinüzitlerde antibiyotik kullanmak gereklidir, ve tedavisi 10-14 gündür.
Kronik sinüzitler ise alerjisi olan veya anatomik nedenlerden ötürü sinüs boşalmasının bozulduğu kişilerde (septum deviasyonu vb…) görülür. Tedavisi altta yatan nedene göredir.
Burun ve sinüs hastalıklarında cerrahi veya medikal tedavi seçenekleri mevcuttur:
Medikal tedavide burun içine veya sistemik olarak kullanılan dekonjestanlar, steroidler, izotonik veya hipertonik burun yıkama sıvıları kullanılabilir. Burun ve sinüs drenajının bozulduğu ve enfeksiyon oluştuğu durumlarda mantar veya bakteri enfeksiyonlarına yönelik antibiyoterapiler düzenlenebilir
Cerrahi tedavi seçenekleri ise şunlardır:
–Septoplastiler:Bu tedavi septumun eğri, burun açıklığının bir veya iki tarafını kapatacak şekilde olduğu, travmatik veya doğumsal nedenler ile oluşan hastalıkları nedeni ile yapılır. Endoskopik veya geleneksel yöntemler ile yapılır.
–Septorinoplastiler: Bu cerrahi yöntemde burnun fonksiyonel tedavisinin yanında görünümünün de değiştirildiği, hastanın memnun olmadığı veya burun fonksiyonu açısından problem yaratabilecek eksternal faktörlerin düzeltilmesi amaçlanır. Bu cerrahi yöntemde iyileşme süresi daha uzun olup, dış görünüşte de oluşacak değişiklik için hasta ve doktorun tartışarak ortak karar alması gereken, girişimsel yönü daha belirgin bir cerrahidir. Burun kırıkları, nazal valv yetmezliği veya septumun aşırı deviye olduğu durumlarda bu cerrahi fonksiyonel olarak gerekli olabilmektedir.
–FESS(fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi): Bu cerrahi türünde sinüs hastalıklarına bağlı sinüslerin doğal ağızlarının kapalı olması veya sinüs boşalmasının yetersiz olduğu durumlarda endoskopik yaklaşımla sinüs ağızlarının genişletilmesi ve sinüs boşalmasının sağlanması esastır. Sinonazal polipozis, kronik sinüzit, benign ya da malign sinüs tümörlerinde uygulanabilir.
Bütün bu hastalıklarda hasta ve hekimin tedavi seçimi açısından birlikte karar vermesi ve doğru tedavinin uygulanabilmesi için sağlıklı bir yaklaşım şarttır. Bu nedenle hastaların hekimleri ile ayrıntılı bir biçimde konuşması ve tedavi programı açısından sağlıklı bilgi almış olması önerilmektedir.