Ağız İçi Yaralar

Ağız içerisinde su toplamış yaraların (bül, vezikül) patlaması ile soyulma (erozyon) ve ülser gibi yaralar konuşma, yemek yeme, çiğneme hatta bazen sıvı gıdaların alımında bile ağrıya yol açarlar. Günlük yaşamı kalitesini son derece olumsuz etkileyen bu yaralara sıkça rastlanmaktadır. Basit bir ağız içinde çıkan afttan ağız içi kanserine kadar bir çok önemli hastalığın bulgusu olmaları sebebiyle bu yaraları tanımak, tanısını koymak ve tedavi etmek büyük önem taşımaktadır. Bu yaraların sebebi basit bir travmadan (ısırma, yanlış dolgu-protez kullanımı sonucu) kanserlere uzanan geniş bir yelpaze içermektedir.

Ağız içindeki bu yaralara tanı koymada en önemli adımlardan birisi şikayetin hikayesini detaylı bir şekilde almaktır. Şikayetin süresi, aynı düzeyde kalıp kalmadığı, tekrarlayıp tekrarlamadığı, meslek, kullanılan ilaç-madde-yiyecek ile ilgili olup olmadığı detaylı şekilde hekim tarafından sorgulanmalı.

Ardından muayene sırasında yaranın özellikleri belirlenmeli. Yerleşim yeri, rengi, sınırları, büyüklüğü, ısısı, çevredeki dokulara göre yükseklik farkı, sayısı, dağılımı tanı için önemli kriterlerdir.

4 hafta veya daha kısa süredir ağız içinde oluşan bu yaralar AKUT ORAL ÜLSERLER olarak adlandırılır. Bir kez veya tekrarlayan ataklar şeklinde çıkabilirler. 4 haftadan uzun devam eden yaralar KRONİK ORAL ÜLSERLERdir.  Bu yaraların süresi kadar görünümü, bulunduğu yer, vücutta başka bulguların olup olmadığı, biyopsi özellikleri de bu yaraların sebebini açıklamada önemlidir.